Oyun sonu felaketleri, Stellaris’te oyunun sonlarına doğru yaşanabilen felaketlere verilen genel bir isim. Bu felaketler ilginç yapıda oldukları kadar çok tehlikeli sonuçlara sahip olabiliyorlar, genellikle bir teknolojik araştırma sonucu tetikleniyorlar ve bu araştırmanın beklenmedik sonuçlar vermesi tüm galaksideki yaşamı tehdit eder hale geliyor.

Geçtiğimiz günlerde San Francisco’da düzenlenen Oyun Geliştiricileri Konferansında Stellaris’in demosunu izledik. O vakte kadar oyunun uzayda geçen bir Crusader Kings 2 gibi olacağını düşünüyorduk, işin doğrusu öyle de görünüyordu. CK2’nin asimetrik başlangıcından farklı olarak Stellaris’te herkes eşit bir şekilde oyuna başlıyor. Galaksi oyuna her başlangıcınızda random bir şekilde oluşturuluyor, oyun içerisinde karşılaşacağınız canlı türleri random bir şekilde oluşturuluyor. Oyundaki karakteriniz – tıpkı CK2’deki gibi – yaşlanıp zaman içerisinde ölebiliyor –  ancak CK2’deki gibi karakterinizi nerenin prensesiyle evlendirmenizin daha karlı olduğuna dair derin düşüncelere kapılmıyorsunuz.

Henrik Fahreus, karakterlerin CK2’deki kadar derin yansıtılmadığını, daha çok Europa Universalis serilerindeki karakterlere benzediklerini söylüyor. Oyun içerisindeki karakterler kendilerine has özellikler ve yetenek seviyelerine sahipler, CK2’deki gibi üvey kız kardeşiyle evlenen bir galaktik imparatora sahip olmak mümkün değil diyen Fahreus, eminim ki birisi modlarla bunu mümkün hale getirecektir diye de ekliyor.

Random bir şekilde oluşturulmuş galakside keşifler yapmanız, genişlemeniz ve genel olarak hayatta kalmanız gerekiyor. Diğer bir çok strateji oyununda olduğu gibi araştırmalar yapıyorsunuz, teknolojinizi geliştiriyorsunuz, ancak Stellaris’te bu araştırmaların sonuçları sadece o araştırmayı yapan milleti değil, tüm galaksiyi etkileyebiliyor.

Bazı teknolojiler özellikle tehlikeli bir doğaya sahip olabiliyorlar ve bunu araştırırken de görebiliyorsunuz, örneğin başlangıçta robotlardan oluşan basit işçilere sahip olabilirsiniz, ardından bu işçileri zamanla daha etkili kullanabilmek için küçük eklemeler, küçük geliştirmeler yaparsınız, böyle böyle teknolojilerde ilerleye ilerleye sonunda bir bakmışsınız robotlar sizin türünüzden daha güçlü, daha zeki. Bu noktaya geldiğinizde olacakları kestirebiliyorsunuzdur.

Dolayısıyla galakside bir yerde birileri galaksideki tüm robotların ayaklanmasına sebebiyet verecek bir araştırmanın fitilini ateşleyebilir. Eğer robotların yükselişini durduramazsanız bu durum kısa süre içerisinde bir kartopuna dönüşür, gittikçe güçlenir ve durdurulamaz haline gelir. Sonucunda mekanik medeniyet, organik medeniyete üstün gelebilir.

Peki diyelim bir medeniyet robotları çok geliştirirken diğer medeniyet ise temkinli davranıp tost makinesi zekasında kalmalarını tercih etti. Bu durumda ne oluyor? Fahreus’un dediğine göre tost makinesi zekasına sahip robotların dahi bu ayaklanmaya katılma şansları var. Ancak ayaklanmayı genel olarak zeka olarak üst seviyedeki robotlar başlatıyor ve yönlendiriyor.

Oyun içerisinde bu robot ayaklanması da bir anda oluşan bir şey değil, event metninde size verilen bilgide robotların bu ayaklanmayı bir süredir planladıklarına dair bilgi alıyorsunuz ve öğreniyorsunuz ki meğerse robotlar galaksinin bilinmeyen bir bölgesinde kendilerine bir üs kurmuşlar. Eğer robot istilasına son vermek istiyorsanız robotların üsleri gördüğü bu yeri bulup işgal etmeniz gerek. Stellaris’te birçok kriz diplomasiyle çözülebilir olsa da robot istilası bu krizlerden biri değil.

Öte yandan düşünüldüğünde belki de tüm galaksinin organik hayatı sona erdirmeye and içmiş mekanik bir medeniyet tarafından tehdit edilmesi o kadar da kötü bir şey olmayabilir. Örneğin bu robotların yüzlerce yıl boyunca sizinle çekişme halinde olmuş düşman bir imparatorluğu parçalamasını izleyebilirsiniz. Ancak unutmayın, düşmanınız yokolduktan sonra sıra size gelebilir.

Peki robotların yanı sıra oyuncuları tehdit edebilecek neler var? Örneğin uzay içerisinde atlayışlar yaparak seyahet ediyorsanız bu atlayışlarınızdan herhangi birisinde kazara paralel evrene bir geçit açma riskiniz var. Bu da atlayışların daha güçlendiği ileri dönemlerde mümkün hale geliyor. Ve şundan emin olun, eğer paralel evrene bir geçit açarsanız o paralel evrenden sizin evreninize gelen şeyler pek de hoş şeyler olmayacak.

Bu oyun sonu felaktelerinin asıl amacı oyun ilerledikçe ve oyuncu güçlendikçe oyunun sıkıcılaşmasını engellemek. Oyuncu belli bir şekilde oyununu oynuyor ve belki de galakside üstünlüğünü kuruyor, ancak bu durum her şeyin güvenli olduğu anlamına gelmiyor. Beklenmedik bir şey sonucu tetiklenen olaylar sadece oyuncunun imparatorluğunu değil, tüm galaksiyi yokedebilir.

Bu oyun sonu felaketlere sadece teknolojik araştırmalar sebep olmuyor, oyundaki tüm imparatorluklar teknolojilerinde temkinli bir şekilde hareket etse dahi galaksiniz bir anda nereden geldiği bilinmeyen bir ırk tarafından saldırıya uğrayabilir. Bir bakıma Warhammer 40K’daki Tyranidsler gibi, tüm galaksiyi etkileyen biyolojik bir tehdit.

Bu hususlar her oyununuzda da gerçekleşmek zorunda değil. Tüm oyunu herhangi bir oyun sonu felaketi oluşmadan bitirebilirsiniz, öte yandan bir oyunda birden fazla oyun sonu felaketiyle karşılaşma olasılığınız çok çok düşük. Ancak hep söylediğimiz gibi, asla tam olarak emin olamazsınız. Ayrıca oyun sonu felaketinin illa ki oyunun son demlerinde gerçekleşme şartı bulunmuyor.

Örneğin yüzüğe sahip bir gezegenle karşılaştım, bu gezegenin adı Sanctuary. Bu gezegen özel olarak antik uzay istasyonları tarafından korunuyor ve bu uzay istasyonlarıyla başa çıkmak neredeyse imkansız ve rahatsız edildiğinde bu gezegenin sahip olduğu sırlar daha oyunun erken dönemlerinde tüm galaksinin başını ağrıtacak olayların fitilini ateşleyebilir.

Haber : PCGamer
Çeviri : Strategyturk